************************************************** ********************************************
************************************************** **********************************
Cuma günü(11-1-2013), 250 Filistinli, İsrail'in 'E1' bölgesinde yasa dışı yapacağı 3 bin konutluk yerleşim birimi inşaatını protesto etmek için bölgede cuma sabahı ''Babü-ş Şems'' (Güneşin kapısı) adını verdikleri yeni bir köy kurdular. köyün hayatta kalması için çadırlar kuruldu ekipmanlar getirildi. İsrail hükümeti, Filistin'in Birleşmiş Milletler'de 'üye olmayan gözlemci devlet' statüsü kazanmasının ardından, tepki olarak Doğu Kudüs'te 3 bin konutluk yasa dışı Yahudi yerleşim birimi inşaatı başlatma kararı almıştı.
Bâbü-ş Şems köyü “Zanbe”denilen 15 bedevi ailenin yaşadığı bölgede bulunmaktadır.Bu bölgede 14 kilometrelik Mali Adumim denilen yerleşim bulunmaktadır. İsrail hükumeti bu bölgeye daha binlerce yerleşim birimleri inşa etme kararı aldı, E-1 bölgesinde İsrail’in oluşturacağı yerleşim birimleriniى amacı, BatıŞeria’yı kuzey-güney olarak ikiye bölüp ve Kudüs’ten koparmaktır
Bâbü-ş Şems’i koruyanların basın açıklaması bu şekildeydi: "Biz Filistinli erkek ve kadınlar İsrail'in E1 olarak tanımladığı Filistin topraklarında İsrail'den ruhsat almadan ve kimseden izin almadan Bâbü-ş Şems adında yeni bir köy kurduğumuzu ilan ediyoruz"
Neden bâbü-ş şems!?
Lübnanlı İlyas Huri yazdığı romanında Bâbü-ş Şems romanından esinlenmektedir. Bâbü-ş Şems romanı Filistin ve Nekbetini anlatan bir romandır. Filistinli Kahraman Yunus ile eşinin aşk hikâyesini anlatıyor. Ellilerle altmışlar arasındaki süreçte köyünden ayrılmayı kabul etmeyen Yunus eşiyle Bâbü-ş Şems denilen bir mağarada buluşuyorlardı. Eşi doğum yaptığı halde Lübnan'a direnişe dönerdi. Yaklaşık 20 yıl süren bu aşk hikayesi Kahraman Yunus’un yaralanıp komaya girmesiyle de bitmemişti. Kahraman Yunus’tan bu hikayeyi bize nakleden de başka bir halk kahramanıdır.
Bâbü-ş Şems özgürlüğe direniş kapımızdır, Kudüs'e açılan kapımızdır, Bâbü-ş Şems Filistin'e geri dönüşümüzün kapısıdır.
İsrail seneler boyunca ve bütün dünyanın sessizliği içerisinde, zalim politikasını zorla dayatmaya çalışmıştır.. ama bu sefer direksiyon artık bizde olacak.. çünkü o toprakların gerçek sahibi biziz..bundan sonra da bizim dediğimiz olacak.
Bâbü-ş Şems meydan okumaktır , Filistinlilerin kendi toprakları üzerindeki haklarının ısrarıdır, Siyonizm yerleşim stratejisine karşıdır Filistin halkı bir direniş halkıdır. Bâbü-ş Şems'in ortaya çıkmasının popüler direnişe önemli bir katkısı vardır. Silahsız direnmek tüm Filistinlilerin hakkıdır, çok şey gerektirmeyen bir direniş yoludur, herkesin yapabileceği bir direniş türüdür.
Bâbü-ş Şemsliler kendileri tanıtırken şuna da vurguladılar: (bizim sözlüğümüzde “bölge E1”, “bölge E2”, “bölge C” yada İsrail’i tanımak, İsrail’le toprağımız paylaşmak gibi sözcükler yoktur, tarihi Filistin’in toprakları bizimdir).
Siyonistler saldırı dilinden başka bir dil bilmez:
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu köyün iki günde boşaltılması kararını verdi. Netanyahu aynı zamanda kampa giden yolların ulaşıma kapatılmasını da istedi.
13-01-2013 Pazar günü erken sabah saatlerinde yaklaşık 500 İsrailli asker tarafından saldırıya uğrayan ve 5 aktivistin yaraladığı olaydan sonra Aktivistler, İsrailli askerlerce güç kullanarak bölgeden tahliye edilip Kalendiye kontrol noktasına götürüldüler.
Siz (bozgunculuk yapmaya) dönerseniz biz de (cezalandırmaya) döneriz:
Bâbü-ş Şemsliler köyden uzaklaşmayı kabul etmediler, 15-1-2013 salı günü İsraillilerın yoğun güvenliğe rağmen (hile yaparak) köye döndüler .Kontrol noktasında yalan düğün yaparak bölgedeki tüm istihbaratçı ve askerleri kontrol noktasına çektiler,böylece dağdaki yol boş kaldı. İsrail Bâbü-ş Şemsliler köye nasıl geri dönebildiğine şaşırdı. İsrail her zaman yaptığı gibi yaptı. Bâbüş-ş Şemslilere karşı şiddet kullanarak kontrol noktasına götürdü ve 7 aktivisi tutukladı
17-1-2013 Perşembe sabahı, çadırlar ve ekipmanlar İsrail askerleri tarafından yağmalandı. Onlar Güneş'in Kapısı (Bâbu-ş Şems)'in kapandığını sanıyor ama Güneş'in kapısı asla kapanmaz